Gıdıklanma ve İnsan Davranışları
Neredeyse her insan vücudunun farklı bölgelerinden gıdıklanmakta. Birçok kişi için gıdıklanma süreci çocukluk yaşlarımızda ebeveynlerimiz ile olan iletişimimizle başlıyor. Bu nedenle araştırmalar, gıdıklanmanın anne ve baba ile çocuk arasındaki bağı güçlendiren pozitif bir etkisi olduğunu göstermekte.
Normal şartlar altında rahatsız edici olan bir davranışa öfke yerine gülerek yanıt verdiğimiz tek an gıdıklanma aşaması. Bu davranışın altında ise sizi gıdıklayan kişiye boyun eğdiğiniz bilgisi yatıyor. Anneniz ya da babanız tarafından bilinçaltınıza giriş yapan gıdıklanma, ilerleyen süreçte çocuklarınız, eşiniz, sevgiliniz ya da en yakın arkadaşlarınız tarafından yapıldığında size çocukluğunuza dair çağrışımlarda bulunuyor. Aynı zamanda gıdıklanma, vücudumuzun en hassas bölgelerine yönelik temaslardan oluştuğu için bu bölgelerin daha hassas hale gelmesine neden oluyor.
Peki neden insanlar kendilerini gıdıklayamazlar? İŞTE BU YÜZDEN KENDİ KENDİNİZİ GIDIKLAYAMAZSINIZ. Kendinizi gıdıklayamıyorsunuz çünkü gıdıklanmayı normal dokunma hissinden ayıran şey gıdıklanma sırasında beklenmedik bir temasın olmasından kaynaklanıyor. İnsanlar kendilerini gıdıklamaya çalışmaları halinde, söz konusu bölgeler zaten temas edileceğini önceden fark ettiği için herhangi bir hazırlıksızlık durumuyla karşılaşmıyor.
Beyniniz, kendinize dokunmanızı sağlayacak sinyalleri ve onların yaratacağı duyguları zaten bildiği için kendi kendinizi gıdıklayamıyorsunuz.